Martin bir gemi çalışanıydı. Mutlu değildi. Mutsuz da değildi. Sıradan bir adamdı. Zamanla bunu değiştirmek istedi. Bir kadına aşık oldu. Yazar olmak istedi, büyük hayaller kurdu. Öyle büyük hayaller kurdu ki en yakını bile "sen mi yapacaksın?" dedi. Çok çalıştı Martin. Zaman geçti, yalnızlaştı, o daha da çok çalıştı. Parası yoktu, bir gün bile neler yapıyorsun diye soran kimsede yoktu. Para umrunda değildi ama yalnızlık canını yakıyordu. Kimse yokken kitapları ve kalemi vardı. Defalarca denedi. Aylarca bir kitabı bile basılmadı. Başarısızlığı, dışlanmışlığı, ötekileştirilmeyi, insanlardaki acımasız çıkarcılığı iliklerine kadar hissetti.
Ama o, eninde sonunda bir gün başaracağını biliyordu...